Page Hit

Buz

Cahilliğimi şairlik sanmışım onca süre,
Hiç gerçeği göstermemiş, sihirli kürem.
Sihir diye bir şey yokmuş bile esasında
Şiiri seni geri döndürecek bi sihir sandım uzun süre

Ne şiir sihirdi ne sen sihirli bir şiir
Seni gösterir beş parmağım beşi bir
Nefes miktarınca seni içime çeken keşinim
Yıktığın köprünün altında bulacaklar leşimi

Beş ilim bilirim beşi sen
Ben noktayım yanımda beş isen
Kafam telaffuzunla kayıtsız şartsız hoşbeş ise
Her harfın ardı kelime her sözcüğün peşi sen

Ellerimi yıkar gibi temizlendim senden
Böyle sevmedim böyle de sevmem
Ellerimi yıkar gibi kurtuldum çamurundan
Yine de sensiz eser yorulmaz ellimin hamurundan

NAKARAT: Baharım ilk ve sonum Aşk ormanımın musonu
Kuş olup uç ve öğren Gökyüzünün var mı bi sonu ?
Kaç ömür sürer buluşmamız denesek Gök ve kuş olup

Neredesin leyla?

Hangi gözde? Hangi özlü sözde?
Birer çınar dalıyız aynı közde.
Neredesin leyla?
Hangi defterlerde?
Üzerlerine kahve dökülmüş nice kitaplarda ?
Çık artık şu kitaplardan.

Koluma gir ve birlikte ölüme yürüyelim.
O'na kavuştuğum anlar da olur mutlaka günü gelir.
O gün, o gül, o gün ışıltısından yüzüne vuracak.
Yatağıma düş, ayağın kaysın yanıma seril.

Aşk..?
Aleve ver bu yatak yorganı,parçala çarşafımı.
Ben içimde içinde ki senden daha da karmaşığım.
Son kaşığım ;
Beni sarıp tükettin,aynı yaptığıyla bu yaptığın
esasında çınara, sarmaşığın.

Seni sordular boş bıraktım,
Kalemi tuttum koş bıraktır.
Zaman sarhoş bir attır.
Yapma ayıptır, etme günahtır.
Zayıftım... da zayıflık ayıp mı ?

NAKARAT: Baharım ilk ve sonum Aşk ormanımın musonu
Kuş olup uç ve öğren Gökyüzünün var mı bi sonu ?
Kaç ömür sürer buluşmamız denesek Gök ve kuş olup