Bin yıldır üç günden biriyim.
Söz düşsün; bu mevsimden diriyim.
İlk gün aklım sustu; düşüm dündü.
Peşinden yüründü toz iklim.
Güldür sorsan ya da kumdan korsanlardan kaçtım güya
Loştun resimlerde, korktum sonra
Batı yoktan ırmaklardan aldı beni de...
Bugün; var; burada.
Elinden tutup çıksam gökler kurnaz
e yıldız çektim, rastım.
Adından bulsam; beni yaksın , gül olmaksa hilkatmiş.
Saçları güneşti, çiziliydi orda resmi
düşününce durduğun yerin zamanı gelmeliydi
belki
çiçekler bizim olsun!
yavaş ve sabırla rengini bulsun da akşam
uyandım tekrar nefesimden ya da ruhumdan aklında ne kaldıysa bul sakla inandıysan
düş gör sonra, yarınlar biri bin türlü bilinmez; gizi burada.
Ben miyim resimdeki?
Sandalye de iyi ki dönüyor ha!
Her şeyi şimdi hatırlayacaksın;
hangi renk yakışıyordu?
Yolu da bil.
Bil ki ellerini de hatırla.
Ayın kaçıydı?
Eveet, onu da biliyorum.
Bir gece daha, bir gece daha, bir gece daha.
Uzak mıydı?
Değildi sanırım; birlikteyken uzak yok.
Ateş başındayız, belki biraz.
Peki meydanda tramvay bekleyenlerin orada ne işi var?
O sahilde Sevgi kafeyi kim icad etti.
Kaç durak kaldı?
Heyecanlandım fakat burada ne işimiz var?
Buluşmak için neden burayı seçtik?
Geriye dön şimdi!
Hemen efendim.
Emirlere itaat ediyorsun gibi duruyor! Kalbimden öyle geçiyor diyelim.
Başka şeyler de diyelim mesela,
tıpkı masallardaki gibi.
Dönemiyorsun geriye, sar kasedi.
Kendini de unutmuşsun zaten
yemin ederim bilerek olmadı
fakat ilki bu muydu? Bilemem
Ve elini tutuyorum.
Renkleri seç. Olmaz seçmem,
Çok yürü, geç... yani saat geç.
Saat mi hangi saat?
“Sen de gelsene” belki bir kaç defa.
Saatleri hiç dikkate almadan...
Bir merhaba bi kac daha var
Hepsini sildim uzatma daha
Evet her şey bir varmış bir yokmuş gibi
Ne bilirsem bi’ rüyadan ya da yıldızdan kopmuş gibi
Loş, karanlık, tatsız biri
Geldiğinde renkler belirdi
Düş peşinden, dünya değil
Evren olsa dönsem yeriydi
Ve birden döndük deliydik, şimdi yıldızlar benim mi
Kollarımda nisan akşamı, güldüğünde kalbim senindi
Öyle güzel, öyle deli, aklına estiği gibi
Saçlarında güller benim, yüzün karanfil gölgesi
Öyle güzel, öyle deli, aklına estiği gibi
Neyi ne kadar söylesem bilmiyorum.
O kadar da saklamaya gerek var mı?
Her şey açıkça ve aydınlık.
-’nın merdivenleri
-bugün önemli
Gülümseyerek!
kahve içmiyor.
Ben ne anlatacağımı bilmiyorum.