Page Hit

Kumarlı Köyünden Halil'in Ağıdı

Gani oğlancığım gani
Üzengiden akmış kanı
Doğru söyle körolası
Düşman heyleyledi seni

Elimde yok kolumda yok
Yapışacak dalım da yok
Taşoluğa giden geldi
Dığrak atlı delim de yok

Mavi şalvar ışıl ışıl
Kaçma kıçına dolaşır
Çeke tut atın başını
Emmilerin tez ulaşır

Tahta üstünde yatarken
Çuha yorganı örterken
N'ola o zaman öleydi
Al atı ceren tutarken

Körezden aldığı doru
Ne hodul yürürdü kırı
Ben eşimi bilmez miyim
Salta mavi yağlık sarı

Kadanı alayım Anşa
Halil bizi aradı mı
Gömleğini yuyan gelin
Kakülünü taradı mı

Kadanı alayım bacı
Bir incecik derde düştüm
Şuna öteye vardım idi
Yağızı görünce şaştım

Yağızını köylü almış
Kaması yüzünü çalmış
Kes umudu kızcağızım
Halil sana cevap vermiş

Çık Meryemçilin başına
Har eyle Halil har eyle
Kırmız' kilim ala beşik
Neneyle Dudum neneyle

Hüseyin deveni güder
Mıstık camızına gider
Tamam öksüzün kanını
Emmisi alacağım der

Evimizin önü bayır
Tüfek öter gayır gayır
Ağaların teklif etmiş
Halil sen oraya buyur

İlimize çengi geldi
Delim kurar pazarını
Amanın görmesin gözüm
Örtün delik mezarını

Dünükten Söğüt obası
Koygun davulunun sesi
Gitti de geri gelmedi
Ak Yusufumun babası

Yandım göğünü göğünü
Geldim döğünü döğünü
Yusufu yanıma aldım
Kurdun mu sünnet düğünü

Kadan alam Şerfe Hatun
Ben de seni gözlüyordum
Sen gelmeden efe geldi
Pürçüğünü düzlüyordum

Halil tatlı Yusuf tatlı
Şuncağızım şahbaz atlı
Eşim Taşoluktan gelir
Terkiciği doru atlı

Kamasını çekememiş
Tüfeğini sıkamamış
Kötü imiş İmat Hasan
Geri dönüp bakamamış

Kadan alam Şerfe Hatun
Bunu bana eş ederim
Bunun için duruyordum
Kor da Avşara giderim